Mazhar Turgut: Katma Değerden İlçemiz Faydalanamıyor
Siyasi Partilerin Konya’daki İl Başkanları, siyasi görüşlerini, fikirlerini, ilçenin sorunlarını ve çözüm önerilerini Merhaba Gazetesi “Siyasetin Nabzı” sayfaları için kaleme aldı.
Saadet Partisi Ilgın İlçe Başkanı Mazhar Turgut
Katma Değerden İlçemiz Faydalanamıyor
Bölgemizin kıymetli basın yayın organlarından, Merhaba Gazetemizin bizlere kendimizi ifade etme olanağı verdiği için Saadet Partisi Ilgın ilçe teşkilatı adına teşekkür ediyorum. Kurulduğu günden bu zamana çizgisinden taviz vermeden, inandığı ilkeler doğrultusunda yayın yapan Merhaba Gazetemizin değerli çalışanlarını ve kıymetli yöneticilerini selamlıyorum.
Yine gazetenizin ulaştığı tüm kardeşlerimizi ve Ilgınlı hemşehrilerimizi de hürmetle ve muhabbetle selamlıyorum.
Zor zamanlardan geçiyoruz. Yeryüzünde zulmün, adaletsizliğin ve ahlaksızlığın arttığı, mazlumların gözyaşlarının dinmediği bir dünya coğrafyasında Hakkın, adaletin ve ahlakın hakim olması için mücadele eden biz Milli Görüş kadroları, her türlü baskı, iftira ve yıldırma çalışmalarına rağmen sapasağlam ayakta ve rahmetli Erbakan Hocamızın gösterdiği hedefler doğrultusunda çalışmalarına devam etmektedir.
Ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik sıkıntılardan, ahlaki yozlaşmalardan, manevi çöküntüden, kutuplaşmadan ve anarşiden milletimiz yorulmuş ve çare arayışı içindedir.
Geçmişten günümüze baktığımız zaman ülke problemlerin çözümünü Milli Görüş zihniyeti yapmıştır. Milli Görüş ne zaman ki iktidara geldi milletimizin, ümmetin ve tüm mazlum coğrafyaların yüzü gülmüştür. Diğerleri ise iktidara geldiğinde küresel güçlere teslim olarak sömürü düzenini devam ettirmişlerdir. Oysa ki Milli Görüş iktidarları, küresel güçler ve yerli işbirlikçileri ile mücadele ederek Adil ekonomik düzen çalışmaları ile destansı hizmetler yapmış ve günümüz de de Milletimiz tarafından hayırla anılmaktadır.
Kıymetli kardeşlerim. Ilgınımız geçmişten günümüze tarihi köklü yerleşim yerlerinden olmasına rağmen, hak ettiği gelişmeyi gösterememiştir. Çok önemli jeopolitik konumu ile yeraltı ve yer üstü zenginlikleri olan Ilgın M.Ö. 3000 yıllarından başlayarak Hitit, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerini görmüştür. Ilgın toprakları 1077 yılında Büyük Selçuklu döneminde fethedilerek İslamlaşmıştır. Selçuklunun Kaplıca Şehri Âb-ı Germ (ılık su) olarak anılan Ilgın’a Mevlana Celalettin-i Rumi Hz. her yıl istirahat etmek ve eserlerini yazmak için geldiği bilinmektedir.
Tarihi İpek Yolu üzerinde konumlanan Ilgın ilçemiz
, günümüzde maalesef hak ettiği gelişmeyi gösterememiştir. 2000’ li yıllardan itibaren nüfus olarak ilçemiz kan kaybına uğramaktadır. İlçemizin 1960’lı yıllarında 50.000 gibi olan nüfusu, 2000’li yıllarda 75.000’ e kadar çıkmıştı. 2020 yılı nüfus kayıtlarına göre ilçemiz 54.315 kişi sayılmıştır. Geçmiş Yıllara baktığımızda köy nüfusumuzun ilçe merkezi ne göre 2-3 kat daha yoğun iken günümüzde taşra mahallelerin nüfusu 20.000’lere kadar düşmüş, kalan nüfus da merkez mahallelerde konumlanmıştır. Bu tablo da bize göstermektedir ki ilçemiz ekonomik sebeplerden dolayı köylerden ilçe merkezine, ilçe merkezinden de Konya merkeze ya da diğer büyükşehirlere hızlı bir göç vermektedir. Ülkemizin en büyük sorunlarından olan nüfus dağılımının Büyükşehirlerde toplanması, köylerimizde insan kalmayıp viraneye dönmesine, ilçe merkezlerin ve büyükşehirlerin çarpık şehirleşmesine ve kronik sorunların oluşmasına sebep olmuştur. Bu yanlış politikalar halen günümüzde de devam etmekte olup insanımıza yaygın kalkınma hamleleri ile doğduğu yerde doyma imkanı sağlanması gerekmektedir.Teşkilatımızın yaptığı çalışmalarda bizlere gelen taleplere baktığımızda hemşehrilerimizin istekte bulunduğu öncelikli konuların başında işsizlik ve ekonomik sıkıntılar gelmektedir. Şehrimizde pek çok imkan bulunmasına rağmen, tam manası ile değerlendirilememektedir. Kaplıcamız, gölümüz, kömür ocakları, şeker fabrikası, tarım ve hayvancılık gibi hepsi cevher niteliğinde ki kaynaklarımızdan tam manası ile faydalanacak olsak işsizlik kalmayacağı gibi dışardan işçi talebi bile olacaktır. Sahip olduğumuz bu kaynaklara pek çok ilçe gıpta ile bakmaktadır.
Kaplıcalarımızı hamam kültüründen çıkarıp, termal turizm merkezine olması için çalışmalar yapılmalıdır. Konya bölgesinin en önemli termal merkezi olma imkanımız olmasına rağmen gerekli yatırımlar yapılmamıştır. Kaplıca bölgesinde yapılan yapılaşma, ileride bölgenin turizm merkezi olmasına engel oluşturacaktır. Yıldızlı termal tesisler, devre mülkler gibi yapılarla yatak sayısının ve hizmet kalitesinin artırılması gerekmektedir.
Bölgemizin bütününe baktığımızda tarım ve hayvancılık çok önemli bir sektör. Ülkemizde son zamanlarda yaşanan ekonomik buhran en çok bu sektörü sıkıntıya sokmuştur. Mazot, gübre, yem gibi girdi fiyatlarındaki aşırı yükselmelere karşılık özellikle et ve süt gibi ürettiği ürünlerde fiyat artışı olmaması üreticimizi çok zor duruma götürmektedir. Tüketici fiyatlarını yükseltmemek için ürün fiyatının düşük tutulması üreticilerimizi üretmemeye itmektedir ki bu durum önümüzdeki günlerde daha büyük krizlere sebebiyet verecektir. Bu sektörlerin önü açılarak halkımızın gelir seviyesi yükselecek, köylerimiz canlanacak, şehrimiz büyüyecektir. Bölgemizde son zamanlarda hayvancılığın gelişmesi sevindiricidir. Ama hayvancılıktan sağlanacak katma değerden ilçemiz faydalanamamaktadır. Tahsisi tamamlanan organize sanayi bölgemiz hızlı bir şekilde çalıştırılarak, et ve süt entegre tesislerin kurulması için belediyemiz öncülük etmelidir. Hayvan pazarı canlandırılarak hem esnafımıza hem de belediyemize fayda sağlanmalıdır.
Şehirleşmek medeniyetleşmektir. Çağdaşlaşacağız, modernleşeceğiz diyerekten kendi özümüzden, kültürümüzden kopmamalıyız. Mahalle kültürüne sahip çıkmalıyız. Çağdaş şehirler kuracağız derken komşuluk kültürü yok edilmemeli, nesillerimizin Ahlaklı ve sağlıklı ortamlarda yetişmelerini sağlayacak fiziki ortamlar oluşturulmalıdır. Maalesef bölgemizde gençler arasında uyuşturucu bağımlılığı artmaktadır. Belediyeler, Milli Eğitim ve Emniyet ile eş güdümlü olarak bölgemizde boş ve metruk vaziyette bulunan yapılar kaldırılmalı, okul çevreleri rehabilite edilmelidir. Gençlerimizi hayra sevk edecek, ahlaki gelişmelerini sağlayacak ortamlar oluşturulmalıdır.
Kainat, insanoğluna Rabbimizin emanetidir. Şehirleri ve toplumları da bu şuurla oluşturmalıyız. Yöneticilerimiz şehrimizin Şehr’ül-Emini olmalıdır. İnsanların en hayırlısı, insanlara faydalı olanıdır, ciheti ile bizde bildiklerimizi ve bizlere iletilenlerin bir kısmını bu vesile ile söylemeye çalıştık. Bizim siyasetimiz kişi odaklı değil, ilkeler doğrultusunda yanlışları ve eksiklikleri söylemektir. Bunları değerlendirip yapmak ise yetki sahiplerinin ve iktidarın görevidir. Sözlerimi burada sonlandırırken sizleri hürmetle ve muhabbetle selamlıyorum, Allah Emanet olunuz.”
Bu haber 887 kez okundu.
