Üstadın Kaleminden; Ortadoğu – Türkiye – Işid – Pkk – vs.
Üstadın Kaleminden; Ortadoğu – Türkiye – Işid – Pkk – vs.
ORTA DOĞU : ( orijinal ismi ile THE MIDDLE EAST)
- Yirminci yüzyılın başlarında , vaktiyle Osmanlı İmparatorluğu ‘nun hüküm sürdüğü üç kıtanın siyasi olarak yeniden şekillenmesinde baş rol oynayan İngiltere, konum itibarı ile kendisinin doğu ve güneydoğusunda kalan coğrafya yı uzak, orta ve yakın doğu olmak üzere üç ana bölgeye ayırmıştı.
Buna göre , Türkiye ,İran, Irak, Suriye ,Filistin, S.arabistan, Mısır ve bunlara komşu bazı ülkelerin yeraldığı coğrafyanın adı maalesef hala ‘ortadoğu’ .
Peki bu ne demekti. ?
Bu pek çok şey demekti .
Mesela ;
-Biz sizi nasıl isimlendirirsek siz ‘’o ‘’ sunuz demekti.
-Biz size ne kadar müsaade edersek o kadar özgürsünüz demekti.
-Biz size siyasi rejim , ekonomik sistem, bürokratik işleyiş , yasama, yürütme yada yargılama metodu olarak neyi uygun görürsek onunla yetineceksiniz demekti.
-Biz sizin hangi komşunuzla dost hangisi ile düşman olacağınıza karar veririz siz de ona göre davranırsınız demekti.
-Biz sizin zenginlik kaynaklarınızın asıl sahibiyiz. Siz ise onlardan ancak bizim izin verdiğimiz kadar istifade edebilirsiniz demekti.
-Ülkeleriniz , sınırlarınız, filan hepsi hikaye. Zaten onların hepsini vaktiyle, SEVR de, LOZAN da ,MUDANYA da , YALTA da , masa başında cetvellerle çizerek biz oluşturduk demekti.
-Bu coğrafyada ki sizler artık bizim için ARAP , KÜRT yada TÜRK değilsiniz ,bizim modern kölelerimizsiniz demekti .
-Yani kısaca, biz sizin malınızla , sizin kanınızla,sizin canınızla beslenen asalak bir medeniyetiz, sizde her durum ve şekilde bizi beslemeye mecbursunuz , haberiniz ola demekti.
Dünyadaki en zengin petrol ,yataklarının bulunduğu arap ülkelerinin, en kolay ulaşılabilen asfalt yataklarının bulunduğu afganistan pakistan gibi ülkelerin ,zengin petrol yataklarının yanında, enerji verimliliğ hususunda en ön sırada yer alan uranyum ve bor rezervleri ile de Anadolu nun sözkonusu asalak medeniyet nezdinde vazgeçilemez bir yeri vardır.
Peki bu kadar geniş bir alanı ve , ırkı, dili , kültürü ,örfü , adeti farklı farklı olan milyonlarca insanı avuçlarında nasıl tutacaklardı. Onunda yolunu bulmuşlardı tabiiki.
Metod birkaç basamaktan oluşuyordu ;
-Ayırıp yalnızlaştırarak, benim çok güçlü bir müttefiğe ihtiyacım var duygusunu aşılayıp sürekli kendine muhtaç hissettirme.
-Siyasi,ekonomik askeri ve ahllaki olarak kimliksiz ve kişiliksizleştirerek , kendini değersiz hissettirme.
-Aynı zamanda ortak paydaları sürekli törpüleyip yok etmeye çalışıp, farklılıkları gündemde tutarak , oluşturdukları yalnızlık ve değersizlik duygularını sürekli ve derin tutma .
– Bu gidişatın işleyişini bozmaya çalışmak üzere oluşmak isteyen siyasi , ekonomik ,askeri, ahlaki, kültürel vs. unsurlara engel olma ,engel olunamayanları ise ya hain ilan ederek yada birbirine düşürerek hatta birbirine kırdırarak ortadan kaldırma .
-Daha olmazsa o coğrafyadan türettiği şer odakları ile bölgeyi karıştırıp, insanları biribirleri ile uğraştırarak sürekli bir bölgesel sersemlik oluşturma.
– O da yetmezse bizzat müdahale edip, istediği yerden istediği kadar vurup , kendini tekrar kahraman ve vazgeçilmez hissettirme…
Ana hatları ile resim budur.
Ve ortadoğu yu başka biçimlerde resmetmeye çalışmak ise maalesef , sığ , önyargılı yada artniyetli bir yaklaşımdan ibarettir. Sefer Kaya/Ilgın
Bu haber 1054 kez okundu.