Sizce Bu Sorulara Cevap Gelecek mi?

Ilgın Fm yöneticilerinden Kazım Özdağ kamuoyunun merak ettiği soruları sordu. Kamuoyu vicdanı adına sorulan sorulara cevap gelecek mi? ilerleyen günlerde bekleyip göreceğiz.

Kazım Özdağ’ın kaleminden”Adalet ve Kalkınma Partisi Ilgın Belediye Başkan adayı Sayın H.İbrahim ORAL, 22 Mart Cumartesi akşamı LGIN FM’de SEÇİM ÖZEL PROGRAMI’mızın konuğu oldu.

Programımızda, Sayın ORAL’a geçtiğimiz dönemde yaptığı yatırımları ve kazanması halinde bir sonraki dönemde yapmayı planladığı yeni projelerini konuştuk. Bununla birlikte hakkında iddia edilen eleştirilere de yanıt verdi.
Ancak 17 Aralık tarihinden beri Türkiye gündemini meşgul eden ve ILGIN’lı vatandaşlarımızın da çok merak ettiği sürece ilişkin konuları kendisine sorma fırsatımız olmadı.

Bu arada diğer adayların birlikte bir program yapma davetlerini politik ve nazik bir dille geri çevirmesini ILGIN halkına ve diğer adaylara saygısız bir davranış olarak gördüğümü ve bu durumu kaçak güreşmek olarak nitelediğimi açıkça belirtmem gerekiyor.
Ben program süresince sormak istediğim ancak programın akışı gereği sorma imkanı bulamadığım soruları, diğer adaylarla aynı masada bir radyo programını bile redderek “ileri demokrasi” yaklaşımını ortaya koyan sayın H. İbrahim ORAL’a, belki de tekrar yazma fırsatımın olmayacağı bu köşeden sormak istiyorum.

• Mensubu olduğunuz Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı Sayın Başbakan, Fethullah Gülen ve Hizmet Hareketine kendi deyimiyle savaş açmış durumda. Sizin ve çocuklarınızın da bu yapılanmanın içinde aktif olarak bulunduğunu biliyoruz. Hizmet Hareketi ile organik bir bağınız hala var mı?

• Eğer yoksa, içinde bulunduğunuz süre içinde, eğer varsa halen; Hizmet Hareketinin şahsınız ve ülkemiz adına ne tür zararlı faaliyetlerini gördünüz? Hizmet Hareketi içinde yetişmiş, okumuş ve çalışmakta olan çocuklarınız da, Sayın Başbakan’ın söylediği gibi, bu oluşumun diğer mensuplarıyla beraber şu an vatana ihanet suçu mu işlemektedirler?

• Acaba bu yargı sürecinde sayın Başbakan’da 12 yıldır aldatılarak yaptığı yanlışlar nedeniyle taksirli suçlardan, örgüte yardım ve yataklık etmekten en azından “gizli tanık” olarak ifade verecek midir? Biz vatandaş olarak, aldatılarak yanlışa itilen iktidarın 12 yıldır yaptığı yanlışların neler olduğunu sayın Başbakan’ın ya da sizin ağzınızdan duyabilecek miyiz?

• PKK terör örgütü ile mücadele ederken bile söylemediği sözlerle hizmet hareketine saldıran sayın Başbakan, dağdaki eli kanlı teröristlerin İnine Girmek yerine silahlarını bile bırakmadan Sınır Dışına Çıkmalarına Müsaade Ederek terörle mücadele yöntemi benimsenmişken, Hizmet Hareketi’nin İnine Gireceği söylemi toplum algısında terör kavramının içini boşaltmak adına yapılan bilinçli bir yaklaşım mıdır?

• İktidar partisi olarak çözüm süreci adı altnda, PKK terör örgütünün üst düzey bir yöneticisinin İsviçre’de yaşaması için gösterdiğiniz
gayrete bakarak F.Gülen’i kırmızı bültenle arayacağınız iddiası sizce de trajikomik bir yaklaşım değil midir?

• Sayın Başbakan’ın söylediği gibi eğer bir yargılama süreci başlayacak ve hizmet hareketine mensup olanların inlerine girilecekse, tüm cemaat mensupları da oğlunuzla birlikte sayın Başbakan’ın söylediği gibi aldatıldıklarını söyleyerek yargılanma sürecinden kurtulabilecekler mi, yoksa sizin de evinize baskın yapılabilir mi? Hizmet hareketinin içinde yetişen ve aktif olarak görev yapan tüm çocuklar ile sayın Başbakan’ın ve sizin çocuklarınız, acaba aynı yargılama sürecine mi tabi tutulacaklar yoksa babalarının içinde bulunduğu siyasi oluşuma göre mi yargılama yapılacak? Başka bir deyişle; siyasi tercihiniz, iktidar – cemaat kavgasının arasında mağdur olmamak için sayın başbakan’a, ben de sizdenim diyerek, cemaatin işlediği bu vatana ihanet suçlarından arınmanın bir yolu olarak mı seçilmiştir?

• Hizmet Hareketinin okullarına ve/veya dershanelerinde okuyan öğrenciler ve velileri, ya da dolaylı yollardan faaliyetlere maddi ve manevi olarak iştirakçi olanlar fişleniyorlar mı, suçluya yardım ve yataklık suçlaması ile karşı karşıya kalacaklar mı? İktidar Partisi olarak yıllardır neredeyse Bakanlık düzeyinde katılım gösterdiğiniz Türkçe Olimpiyatları’nın toplum adına, katılımcı çocuklar adına, ülkemiz adına bizim göremediğimiz ama sizlerin gördüğü Zararlı Etkileri neler olabilir?

• Sadece Çete – Örgüt – Haşhaşi – Suçlamalarıyla tanımlanan Hizmet Hareketinin değil, herhangi bir kişi ya da grubun eğer Vatana İhaneti Söz Konusu ise, hesap sormak için “yarın bile çok geç diyerek” 30 Martın beklenmeden harekete geçilmesi gerekmiyor mu?

• Yıllardır yapıldığı iddia edilen dinleme Faaliyetlerinde, bu durumdan habersiz olunması nedeni ile bir Milli İstihbarat Zaafiyeti Söz Konusu Değil midir? İstihbarat teşkilatını zaafı söz konusu ise, Sayın Başbakan’ın hakkında özel kanun çıkararak yargılanmasını kendi denetimine aldığı en tepedeki sorumluların görevlerini eksiksiz olarak yerine getirdikleri söylenebilir mi?

• 12 yıl boyunca hepimizin de bildiği gibi Hizmet hareketi ile paralel hareket ederek bu ülkeye devlet eden bir iktidarın, şimdi yanılmışız diyerek halkın hoşgörüsüne sığındığını görüyoruz. Peki bu durumun sayın Başbakan’ın söylediği gibi yanılgıların sonuncusu olduğu kesin midir? 12 yıl boyunca aldatıldığını söyleyen sayın Başbakan’ın, 12 yılda anlamadığı, 15 günde geriye kalan son çete olduğunu çözdüğü, ama henüz bir sorgulama sürecinin bile başlamadığı durumda, SON ÇETE söylemi sizce inandırıcı mıdır?

• İktidar olarak, geç kalındığı konusunda hemfikir olan ama bir türlü adım atılmayan her konuda, kendisinden önceki yöneticilerin zararlarını telafi etmeye çalışıyoruz diyerek kendini savunan iktidar, kendi iktidarında çete ile işbirliği yaptığı 12 yılı kaç yılda telafi edecektir? İlerleyen süreçlerde çözüm süreci – Büyük Ortadoğu Projesi – Kıbrıs Meselesi – Avrupa Birliği – Suriye Meselesi gibi konularda da yanılmışız derse telafisi söz konusu olabilecek midir?

Sayın Başbakan’ın İstiklal Savaşı dediği süreçte, Türkiye gündemi’ni meşgul eden en önemli konu olan İktidar – Cemaat kavgasına istinaden, Hizmet Hareketi’ne ilişkin sorulardan sadece birkaçını İktidar Partisi’nin yereldeki en önemli temsilcilerinden olan Sayın H. İbrahim ORAL’a acizane buradan sormak istedim.
Sayın H.İbrahim ORAL; Soruların muhatabı ben değilim, sayın Başbakan diyebilir, beni cevap verecek kadar kâle almayabilir, ya da bunları seçimden sonra konuşalım diyebilir.

Ancak bu sorular cevap bulana kadar kamuoyu vicdanında yankılanmaya devam edecektir.”