Başkan Ertaş’tan açıklama
Ilgın Belediye Başkanı Yalçın Ertaş, yazılı açıklamada bulundu.
Ilgın Turizm Merkezinin Turizm Merkezi statüsünden çıkarılma gerekçelerinin neler olduğuna dikkat çektiği açıklamada şunları kaydetti;
“Konya Ilgın Termal Turizm Merkezi bütününe yönelik olarak 1/25.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hazırlanmış ve 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu uyarınca 10.09.2008 tarihinde Bakanlıkça onaylanmıştır. Ilgın İlçesine ait Turizm Merkezi ilan tarihinden önce Ilgın Belediye Başkanlığınca onaylı 1/5.000 ölçekli Nazım ve 1/1.000 ölçekli Uygulama İmar Planları bulunmaktadır. Bu planların bir kısmı Konya Ilgın Termal Turizm Merkezi içerisinde bulunmakta ve kaplıca alanını kapsamaktadır.
– Söz konusu turizm merkezinin kuzeyinde yapılaşmaya uygun olmayan alanlar ve hayvancılık gelişim bölgeleri, batısında hayvancılık gelişim bölgeleri, doğu bölümünde taş ocakları ile ilgili faaliyetler ve talepleri Kültür ve Turizm Bakanlığına bulunulmaktadır. Bu bölgelerde turizme yönelik herhangi bir turizm talebi bulunmamakla beraber Kültür ve Turizm Bakanlığına tarım, hayvancılık ve madencilik ile ilgili çok sayıda talep iletilmektedir.
– Turizm Merkezi’nin yüzölçümü 10.750 ha. olup, alanın bütününde turizm amaçlı yatırım yapılması ve gelişim gösterilmesi mümkün görülmemektedir.
– Bu kapsamda bahse konu turizm merkezi söz konusu gerekçeler göz önünde bulundurularak 13 Eylül 2019 tarihli ve 30887 tarihli, Resmi Gazete’de yayımlanan 1532 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı ile iptal edilmiş olup planlama yetkileri YEREL İDARELERE devredilmiştir. Bu durumun planlama sorunlarının yerel idarelerce çözümüne yönelik süreçleri kısaltacağı değerlendirilmektedir.
2) Bu değişiklik sonucu herhangi bir hak kaybı yaşanıp yaşanmayacağı?
Turizm merkezi sınırlarının iptali hak kaybı anlamına değil, planlama yetkilerinin yerel idarelere geçmesi ve karar alma süreçlerinin daha hızlı bir şekilde yürütülebilmesi anlamına gelmektedir. Konya İli Büyükşehir statüsünde bulunduğundan Belediyeler veya Büyükşehir Belediyesi kendi imar planlarını hazırlayıp onama yetkisine sahip bulunmaktadır. Eğer var ise imar planlarında turizm amaçlı kullanıma ayrılan hazine mülkiyetindeki taşınmazların yatırımcılara tahsisi yine Bakanlıkça yapılabildiği gibi, turistik tesislere Bakanlıktan yatırım ve işletme belgesi düzenlenmekte ve işletme belgeli tüm tesisler hazine teşviklerinden (elektrik, su ücretlerinde düşük tarife uygulaması, ithal ürünlerde KDV indirimi gibi) termal tesis işletme belgesi düzenlenen tesisler de yine “Yatırımlara Devlet Yardımları Hakkında Karar” uyarınca belirlenen beşinci bölge teşviklerinden yararlanabilmektedir. Bunun yanında bu alanlarda diğer yatırımlar için veya hazine mülkiyetindeki taşınmazların satış veya kiralanmasına ilişkin olarak Bakanlıktan görüş alma zorunluluğu ortadan kalktığı için, özellikle turizm amaçlı yeni yatırım alanlarının oluşturulması olanağı bulunmayan, planlama süreci tamamlanmış veya yürütülemeyen bölgelerde turizm merkezlerinin iptal edilmesi bürokratik süreçlerin azaltılması açısından bir olanak olarak ortaya çıkmaktadır. Ayrıca turizm merkezi dışında bulunsa da turizm amaçlı planlama, etüt ve projelerin yanında altyapı ve turizm yolu projelerine ilişkin olarak bütçe olanakları çerçevesinde gerekli ödenek aktarımı yapılabilmektedir. İller bankasından da Belediyeye tahakkuk eden payın düşmesi söz konusu değildir. Bu kapsamda Turizm Merkezi ilanı bölgeye getirilmiş bir hak olmadığı gibi iptali de hak kaybı anlamına gelmemektedir.
3)Bu değişiklikle olumlu sonuçlar nelerdir?
Turizm Merkezi sınırlarının iptali bu alanlara ilişkin imar planlarının/plan değişikliklerinin Bakanlıkça değil ilgili idaresince (Belediye/Valilik) onaylanacağı anlamına gelmektedir. Özellikle turizm amaçlı yeni yatırım alanlarının oluşturulması olanağı bulunmayan, planlama süreci tamamlanmış veya yürütülemeyen bölgelerde belediye yerine karar alma süreçlerinin merkezi idare tarafından yürütülmesi yereldeki başvuruların uzun sürelerde sonuçlanmasına yol açtığı gibi Bakanlığın kaynaklarının doğrudan turizm geliştirme amaçlı olmayan bölgelerde yürütülen imar planlama çalışmaları ile verimsiz bir şekilde kullanılmasına yol açmaktadır. Kamu kaynaklarının etkin kullanımı ve yatırımları hızlandırma anlamında turizm faaliyetleri açısından gelişme olanağı bulunan bölgelere kaynak (insan kaynağı, çalışma süresi gibi) aktarımı sağlanarak turizm sektörü açısından daha somut getiriler elde edilmesi amaçlanmaktadır.
4)Turizm Bölgesinden çıkmak demek bölgeye hiçbir turizm yatırımı gelmeyecek demekmidir?
Turizm bölge alan ve merkezlerinin seçiminde, organize turizm faaliyetlerinin geliştirilebileceği geniş alanlar tercih edilmekte, oluşacak artı değer, mülkiyet, altyapı ve çevre etkisi üzerinde önemle durulmaktadır. Bu kriterler değerlendirildiğinde, bir yörede turizmin geliştirilebilmesi ve yatırımların gerçekleştirilebilmesi için alanın mutlaka Turizm Merkezi veya Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi olarak ilan edilmesinin gerekli olmadığı; Turizm Merkezi veya Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi ilan edilmeksizin de turizm gelişiminin sağlanabileceği gerçeği ortaya çıkmaktadır.
Turizm Merkezi veya Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi ilanı sadece bir sınır belirleme işlemi olmayıp, aynı zamanda söz konusu sınırları içerisinde yapılacak planlama çalışmalarına ait yetkinin de önceden belirlenmiş belli hedefler ve ilkeler doğrultusunda kullanılmasını içermektedir.
Söz konusu sınırların iptali ile yine yerel idareler tarafında onaylanacak planlarda turizm amaçlı kullanımlar oluşturulabildiği gibi bu alanların yatırımcılara tahsisi de yine Bakanlıkça gerçekleştirilebilmektedir. Nitekim bilindiği üzere ülkemizde turizm yatırımlarının gerçekleştiği, turizm merkezi statüsünde olmayan, özel çevre koruma bölgesi statüsü veya diğer koruma statüleri bulunan veya belediye ve mücavir alan sınırları içinde kalan (İstanbul, Antalya ve diğer büyükşehirlerde kent merkezleri, Akyaka, Datça, Fethiye, Göcek, Sığacık, Gökçeada, Bozcaada, Pamukkale, Eskişehir gibi) birçok alan bulunmaktadır.”
